Zamaninda zihnimize yazilanlar, sonradan kaderimizi yazar
Acik kapidan kirmizi pelerinli bir kiz giriyor iceri. Bir filmden, bir masaldan kopup gelivermis gibi hali var. Sabah ezani okunurken, gün daha tam dogmamis, etraf henüz tam aydinlanmamisken insanin icine bir ürperti gelir ya, ona benzer bir duygu icimi yalayip geciyor. Hayalet gibi
Su anda kapiyi bir acan olsa, bu kizin odanin ortasinda, gözleri kapali, pelerinin etekleri havalanmis, öylece döndügünü, benim de keyifle onu seyrettigimi görse ne düsünür acaba Ne diyecek, Biri deli, biri de deli doktoru der. Onu husu icinde seyrederken, Acaba yasadigi hangi acilar, icine düstügü hangi cikmazlar onu bir ruh doktorunun odasinda böylesine döndürüyor diyorum icimden. Insan bir psikiyatri klinigine giderken neden böyle bir pelerin giyer, neden basina önü tüllü bir sapka takar ki Bunlarin bir anlami olmali. Ve cok gecmeden yasanan acilar, ince bir sizi gibi tel tel dökülüyor agzindan. Acinin, korkunun, askin, sevdanin, umudun, umutsuzlugun en büyügünü yasamis bu kiz.
Cocuklukta yasanan bir tacizin, bu tacizin koyu gölgesi altinda gecen yillarin, yalnizligin, kimsesizligin, her sey bitti derken acilan yepyeni kapilarin, kisaca iyisiyle kötüsüyle macera dolu, dokunakli bir hayatin hikayesi bu; cok masum bir ask hikayesi aslinda.
Kitabin bir yerlerinde mutlaka kendinizle ve sizde iz birakanlarla karsilasacaksiniz. Umarim onlari iyi tanir, önce kendinize, sonra da onlara biraz daha hosgörüyle yaklasabilirsiniz.
Gülseren Budayicioglu, 3 Kasim 2022, Istanbul
Bir kitabi yariya gelince hemen kosup digerini almak... Okumaya kiyamamak,
okumadan duramamak