Tolstoyun sözüyle. Herkes insanligi, insanlari degistirmeyi düsünür. Ama kendisini degistirmeyi düsünmez Yazarimiz, Takkiye, diyor. Sonra da egitimden, bilimden yola cikarak, o sözcügü söyle tanimliyor Atese dokunan bir elin hizla geri cekilmesi Daha da öteye gidiyor.
Tanisini koyuyor Nevrotik bir siyaset bicimi sira recete yazmaya geliyor. Akil tutulmasi gecirenlere de dokunuyor.
Akil tutulmasinin insanlari nerelere götürecegini, insana neler söyletecegini, insana ne gibi seyler yapilacagini anlatiyor.
Bilimin isigini yakarak.
Dünyanin 8 inci harikasi diyebilecegimiz bir söz söylenmisti ya. Öfke, bir hitabet sanatidir diye. Böylece 8 inci sanat da üretilmisti. 7. Sanat, sinema dan sonra Kürsülerin iki yanindaki camlardan gecen yazilar okunuyordu Beyin fitigi, agiz ishali, travma diye. Ruh ikizi diye. Öfke sanati nin üretimi sözler Yazarimiz, dolayli olarak. Bu üretimlere de deginmis. Bir Türkmen Atasözünün özü ile. Testinin icerisinde ne varsa, agzindan o dökülür Teksasdan da bir özdeyis var. Özdeyisin altindaki islak imzanin sahibi de ABDnin eski Baskani Bush Time Dergisine konusmus Ben tarihci degilim, ancak Tarih Yapan Adamim Yazarimiz uzmanlik dalini konusturmus, taniyi da koymus Megalomanik Bushun bu sözünün üzerinden yedi yil gecmis. Mürekkebi kurumus. O söz Türkiye de yinelenmis.
Ermeni acilimi sirasinda, Hohlaya Hohlaya daglari eritiyoruz. Biz Tarih Yazmiyoruz, Tarih Yapiyoruz diye. Eritilen dag, Agri Avarat Dagi olsa gerek Tarih Yapanlarin imzalarina gelince... Imza makinesi ile atildigi söyleniyor. Parmak izi de araniyor. Parmak izi Obamanin cikabilir. Bushdan Obamaya.
Gecen aylarda Türkiye Cumhuriyetinin Basbakan Yardimcisi, Obamanin secim kampanyasi sirasinda kullandigi Yes We Can Biz de basarabiliriz sözünü söyleyen Valiyi yere göge sigdiramadi ya. Hem de Türkiyenin dagindan, tasindan Atatürkün Ne Mutlu Türküm Diyene sözünün silindigi günlerde. O söz yalniz daglardan, tepelerde degil, dillerden de silinmek istemiyordu.