Elinizdeki kitabimin, ilk ve ikinci baskilarinin önsözlerini okumadan önce, esas metne baslamamanizi rica ediyorum...
Cünkü Nelere Gülerlerdi adini tasiyan bu kitap, ülkenin kidemli tarihcisi, yetmis yillik araliksiz emekle tarih kitapligimiza176 eser vermis bir yazarin kitaplari arasinda konu bakimindan önemli bir ayricaliga sahiptir.
Aksoy Yayincilikin son bir yilda yayimladiklarini konusurken Yalvac Urala sunlari söylemistim
Nelere Gülerlerdi konusunu kitap haline getirmek benim icin, gecmis nesillerimizin ruh his duygu sezis olaylari degerlendirme gibi gelismis insan varliginin bir ölcüsü önündeki gercek yapisini anlayabilme bakimindan dogru cevabini ögrenebilmenin sarti olmustu. 1972, Türk mizahinin yazili devreye gecisinin 100. yiliydi. Aksoy Yayincilikin milletimize sundugu bu ikinci baskinin önsözünde, acikladigim üzere, rahmetli dostum, üstat Burhan Felekin israrini, sahasinin taninmis kalemi olarak beni vazifelendirme arzusu saydim, güclügünü idrak icinde cabaladim ve de, yüzyilin tebessümden kahkahaya kadar uzanan mizahi yazi ve cizgileriyle böylece kitaplasti.
Simdi, siz bu geride kalan yüzyilin yeni evrelerini yasiyorsunuz.
Ama görüyorum ki, yazili mizahin 2. yüzyili arkada biraktigimiza göre cok farkli... Sizler gecmis nesilleri catik kasli, asik suratli, olaylari karamsarlik gözüyle degerlendiren, icine kapanik bir dünyanin insanlari gibi görmekte hakli olabilirsiniz, cünkü böylesine ciddilik ve hatta hatta, agir basliligi, nerede ise bilimsellik saymak gibi ölcüler icinde yetistirildiniz. Ama son sayfaya ve son cizgilere geldiginizde göreceksiniz ki, Türk insani, olaylar ne kadar menfi ve ic burkucu olursa olsun, icini aydinlatacak bir tebessüm ariyor.
Cemal Kutayin alanindaki tek örnek olan bu kitabini, gecmis ve günümüz mizahinin toplu bir derlemesi olarak okura sunmaktan mutluluk duyuyoruz.