Köy dedigin köylüye benzer. Köylü de kendine. Birbirine benzeyen her sey gibi benzerinde yok olur. Malm, köylü kitabin ortasindan konusur; bu yüzden hep bir hikayenin ortasinda kalir. Bir hikayenin ortasindaysaniz, ortada hikaye yoktur elbette. Mürselli Köyü de iki köyün ve onlarin hikayesinin ortasinda kaldigi icin kendi hikayesinin pesine düsmüstür, istemeden de olsa...
Tarla tasli, köy hisirtili, uykusu tatli, yorgani bitli... Arabasi corbasi, Hz. Alinin cift basli kilici, yaylima cikan keklikler, günahlarimizin annesine yazilan siirler, Heykelin ora, Posta Caddesi, Bentderesi ve Terbiyesiz Üsüyün, Bitpazarinin tozlu kalabaligi, Saimekadin kondulari... Cigerim diye lafa giren Sükrü Agbi söyler misin kim okur Calikusunu
Ethem Baran, hayat durma noktasina geldiginde kasabayi, rüzgarli hayalleri, masalsi fisiltilari, büyük sehrin kenarlarini anlatiyor. Zira, elle tutulur bir tenhaligin hikayeleri. Agir agir konusan köyler ve sokaklarla ilgili. Kederli issizliklar.