Cumhuriyet degerlerine karsi olan insanlarda bu kadar nefret nasil birikti Ve ikinci soru. Dünyaya yön veren küresel güc, nasil oldu da ülkemiz yönetimine bu kadar hakim oldu Üstelik Islamci, Kemalist, sagci, solcu ayirt etmeksizin...
Hep onun dedigi oldu...
Ben Amerikaya pek bakmam... Aslolan Ingilteredir, Londradir. Londranin gücüyle birlesmis Yahudi lobisidir.
Tüm kitap boyunca anlatmaya calistigim dünyayi yöneten gücün Yahudi-Ingiliz isbirligi oldugudur. Finanskapitali, medyayi, dis politikayi, kültür sanati, sinemayi onlar sekillendirir. Ve elbette haritayi da onlar cizer... Bu dün de böyleydi bugünde böyle...
Peki yakici soruyu soralim...
Ingiliz-Yahudi isbirligi Türkiye Cumhuriyetinde nasil hep son sözü söyledi Nasil oldu da koca ülke onlarin
cikarlarina ters gelebilecek tek adim atamadi. Iktidara hangi parti gelirse gelsin basbakan kim olursa olsun onlarin nihai sözüne uymak zorunda kaldi Aslinda gercekten güclü bir basbakan veya bir siyaset adami cikip pekala bunu bozabilirdi. Cikip diyebilirdi ki Sbu antlasmayi tanimiyorum, ülkemin tam bagimsizligini
savunuyor ve istiyorum. Iste bu pek mümkün degil.
Cünkü Ingiliz-Yahudi kolektifi biz ve bizim gibi ülkeleri basit gibi gözüken iki aracla yönetirler.
1- Yogun istihbarat agi
2- Yüksek dis borc
Bu iki arac basit gibi gözükse de bir ülkeyi istediginiz gibi yönetmeniz icin yeter de artar bile.
Biz cumhuriyeti demir aglarla ördügümüzü saniyorduk, oysa emperyalizm ülkemizi istihbarat aglariyla örmüstü. Istedikce verdik, istedikce getirdik. Üretime degil tüketime endeksli bir halk yarattik. Bu noktada siginacagimiz tek kale vardi. Hukuk
Ama onu da uluslararasi normlara hic getiremedik. Hep olaganüstü dönemler hep olagan üstü mahkemeler
oldu. Kime göre neye göre hukuk hicbir zaman netlestiremedik. Küresel güc neyi istedi veya kimi desteklediyse onun hukuku galip geldi.
Bize de anlatilan masali dinlemek kaldi.