Türkiyenin faili mechul cinayetlerle hesaplasabilmesi icin, ülkenin aydinlarina yönelik ilk derin devlet cinayetlerinden biri olan Sabahattin Alinin öldürülmesi olayi ile ise baslanmalidir.
Üzerinden 64 yil gecmesine karsin sir perdesi kaldirilamayan cumhuriyet dönemimizin ilk aydin cinayetlerinden biri duruyor önümüzde. Bunu cözemezsek, Aksoy, Ücok, Ipekci, Mumcu, Hablemitoglu ve diger cinayetleri asla cözemeyiz.
Ve bu sir perdesi bizim yüzümüzde, yüregimizde gelecek kusaklara utanc olarak kalir
Türkiye, öldürülmesinin üzerinden 30 yil gecinceye kadar Sabahattin Ali cinayetini konusmaya bile korktu. Gazeteci Kemal Bayram, 1978 yilinda Sabahattin Alinin hayatta olan yakin dostlari, dönemin aydinlari, sanatcilari basta olmak üzere 35 kisi ile konusarak, hatta onun ölüme gönderilmesinde rolü oldugu ileri sürülenlerle, katiliyle, otopsiyi ve yapan doktor ile görüserek sir perdesini biraz olsun araladi.
Sabahattin Ali hakkinda yazilan bütün arastirma ve kitaplara referans olan bu kaynak eserde, cinayet romanlarini gölgede birakacak bilgiler yer aliyor. Sabahattin Alinin derin devlet tarafindan hazirlanan bir komplo ile öldürüldügü bütün acikligiyla ortaya konuyor.
Sol aydinlarin yani sira, Demokrat Partinin önemli isimlerinden Samet Agaoglu bile ünlü yazarin komploya kurban gittigini kabulleniyor. Sabahattin Aliyi milli hislerle öldürdügünü söyleyen Ali Ertekin, Milli Emyinete calistigini itiraf ediyor.
Gercegi tüm acikligiyla ortaya cikarmak ise bizim kusagimizin namus borcu olmali. Kemal Bayramin kitabi, bu borcun ödenmesi icin ilk isigi bizim icin yakiyor.