Ali Fuat Bilkan, dönemin sadece siyas ve din metinlerini degil, tarih,
bilim, sanat ve bilhassa edebiyat literatürünü -sadece yüksek
edebiyati degil halk arasinda ragbet gören edebiyati da- inceleyerek,
Osmanli zihniyet ikliminin olusumunu resmediyor. Osmanli Devletinin,
ilk evresinde, Selcuklu ve onun devami niteligindeki Anadolu
Beyliklerinden devraldigi mirasi yeniden ürettigini; 15. yüzyildan sonra
özgün bir kültürel üretimin basladigini görüyoruz. Her halükarda,
arka planda Hint ve Iran kültür zemininden yeseren birikimin, Sasan
ve Timurlu devlet geleneklerinin Osmanli zihniyet dünyasina vurdugu
damga barizdir - keza heterodoksinin ve onu bastirma gayretinin
de... Hz. Muhammed ve Hz. Ali etrafinda olusan edebiyata, alperen
tiplemesine, Oguzculuga, vel kültüne, tasavvuf ve tarikat yapilarina,
siirin ve bilimin kaynaklarina bakarak, ince iscilikle cizilmis bir zihniyet
haritasi.
Anadolu Selcuklulari ve Beyliklerin bilim, sanat ve kültüre
katkilarinin Osmanli kavraminin gölgesinde kaldigi bir gercektir. ...
Henüz devlet otoritesinin merkezlestirici baskisinin olusmadigi ve
birden fazla din, siyas ve kültürel güc odaginin varligini sürdürdügü
bir dönemde, dinin ve tasavvufun toplum hayatindaki gercek yeri de
acikca görülmektedir. Bir sonraki yüzyillarda neredeyse tamamen
devlet denetimine girecek ve kurumsal hale gelecek olan din hayat,
kurulus döneminin en renkli yönünü olusturmustur.
ALI FUAT BILKAN