Limana bakarak siir demlerdi o, o zamanlar bile... Daha sair denecek kadar degildi, en fazla kizlara yazdigi Orhan Veli nazireleri, Cahit Sitkidan bozma misralar filan karalardi... Sonra her nedense ruhunu özgür birakmaya ve her daraldiginda farkli memleketlere, insan kalabaliklarina akmaya kaptirdi kendini... Sonra bir kadin sevdi, hep o kadini sevdi...
Sonra baska kadinlar da oldu, sevisip sivistigi ve adlarini dahi hatirlayamadigi... O bir tek kadini sevmisti... Digerlerinde bile o kadindi gözgöze geldigi, elele gezdigi, sevistigi... Sonra o kadin, onun serseri ruhunca ayartilmalarindan bikip dünyasindan siktir etmisti... O da o kadina olan askini da koyup cebine, siire vermisti kendini... Sonrasi malum...
Aslinda sair olacak adam degildi... Adam olabilirdi mesela... O kadinin istedigi gibi, ama o kadar israrina ragmen o kadinin bile adam edemedigi adam olmustu ola ola...
Bir Iclal Aydin siiri gibiydi hayati bazen, bazen Nazim... Bir gün bakiyorsunuz akilli uslu bir adam, ama bir de bakiyorsunuz cekilmez bir adam olmus Volkan Konak sarkilarindaki gibi... Ama adam olamamisti iste... Olmayinca olmuyordu...