Dünyanin önde gelen toplum kuramcilarindan biri olan Göran Therborn, bu özlü ve panoramik yapitinda, Marksizmin yirminci yüzyilda izledigi yörüngeyi ve onun yirmi birinci yüzyilda radikal düsünceye nasil bir miras biraktigini inceliyor.
Therborn, Marksizm ve elestirel kuramin son yüzyil icerisinde cizdigi parabole tarihsel bir perspektiften bakarken, radikal düsüncenin yirmi birinci yüzyilin basinda girdigi özgün arayislara egilmeyi de iek, Negri, Badiou ve diger düsünürlerin yapitlarini tartisarak ihmal etmiyor. Modernite, postmodernizm ve post-Marksizm üzerine süregelen tartismalara cagdas bir bakis acisiyla yaklasan yazar, Mark- sist ve Marxla ilintili kuramsal akimlarin degisen iktisadi, siyasi ve entelektüel kosullarla nasil basa cikabilecegini irdeliyor. Yirmi birinci yüzyil siyasetinin parametrelerini küresel ölcekte sorusturan bu elestirel-kuramsal bakis, yeni yüzyilda da Marksizmin dünyayi aciklama ve degistirme gücüne duyulan güvenin bir ifadesi olarak karsimiza cikiyor.
