Dostoyevski, yasaminin son yillarinda basyapiti Karamazov Kardesleri tamamladiginda, Rus yazininda felsefe düzeyinde roman-tragedya denen türün de temelini attiginin bilincinde degildi. Dostoyevskinin yasam birikiminin tümünü ve sanat gücünün dorugunu iceren bu roman, gercekte insani insan yapan ne varsa, onlara adanmis bir destan niteligini tasir. Yazar, hicbir romaninda Karamazov Kardeslerde oldugu denli insan ruhuna inmemis, insanoglunu bu denli kesitler biciminde, icgüdülerinin ve istencinin tüm görünümüyle sergilenmistir. Bir aileyi konu alan ve bir felaketler zinciri olarak gelisen olay örgüsü, bireysel ögelerin yani sira, ondokuzuncu yüzyilin ikinci yarisindaki Rus toplumunu da gecirdigi sarsintilarin tümüyle, dünya edebiyatinda bir esi daha bulunmayan bir sanat aynasindan yansitir.