Bu kitap, küresel sistem icin hayati derecede önemli olan Büyük Ortadogu cografyasini hedefleyen bölgesel sömürgelestirme politikalarinin arka planini inceliyor.
Küresel kapitalist sistemde ekonomik, politik, askeri, kültürel ve toplumsal iliskilerde cok yönlü degisiklikler yasaniyor. Kapitalist sistem, kendisini reorganize ederek yeni alanlara acilarak ilerliyor. Kapitalist küresellesme bir bakima bölgesel savaslar üzerinden kendisine yeni sömürü alanlari aciyor. Dünya kapitalist sistemi Büyük Ortadogu olarak tanimladigi bölgeyi, küresel sistemin icine cekmeye calisiyor. Azami karin son derece yüksek oldugu bölgeleri kontrol altinda tutarak küresel tekeller icin bölgesel sömürge alanlari yaratmaya odaklanan uluslararasi güclerin hedefinde basta Körfez bölgesi olmak üzere bütün Ortadogu bulunuyor.
Enerji yataklarinin bulundugu bölgeler ve cevresinin bölgesel bir savas alanina dönüsmesi, küresel stratejinin cok önemli bir parcasi olup, epey önceden hazirlanan bir politik plan dahilinde uygulanmaktadir. ABDnin basini cektigi küresel barbarlar, Ortadoguda yeni stratejik dengeler olusturmak icin bölgesel savasi derinlestirmekle kalmiyorlar, etnik ve mezhepsel catismayi yaygin olarak kullaniyorlar. Bir dönem El Kaide küresel tekellerin stratejilerinin uygulanmasi icin bir arac haline getirilirken, bugün ise ISID ayni islevi görüyor. Bir kaos yaratma hareketi olarak konumlandirilan ISID, Ortadogunun bölgesel dengelerinin yeniden sekillendirilmesinde önemli bir rol üstlenmis bulunuyor.
Ortadogu merkezli uluslararasi ve bölgesel güc iliskileri yeniden sekillenirken, rekabet, catisma ve ittifaklar ic ice gelisiyor. Ayni zamanda bölgesel güclerin rolleri ve etki alani da hizla degisiyor. Küresel sistemin bölgesel stratejisine uyum saglayamayan Türkiye gibi ülkeler, bölgesel denklemin disina itilirken, Iran gibi ülkelerin ise cok daha fazla ön plana cikacagina dair güclü emareler beliriyor.
Bölgesel iliskilerde güc dengelerini belirlemede cok daha üst düzeyde rol oynamaya baslayan Kürtler, gelecegin stratejik güc dengelerini belirleyecek bir konuma gelmeye basladilar. Bu durum Ortadoguda haritalarin yeniden cizilmesi anlamina gelecektir.
Türkiyenin Suriye, Irak politikasi cöktü. El Nusra ve ISID gibi Islamci hareketlere cok aktif destek vermesi, Kobani merkezli Rojavanin tasfiyesi icin izledigi strateji basarisiz kaldi. Böylelikle ISIDe karsi savasta ön plana cikan PYD-YPG gibi Rojavanin politik ve askeri gücleri uluslararasi alanda taninir konuma gelirken, Türkiye cok daha fazla izole olmaya basladi.
Büyük Ortadogu stratejisi küresel savasin stratejik merkezi olarak islev görüyor. Uluslararasi ve bölgesel güc dengelerinin tamamen yeniden sekillendigi bu cografyadaki cok yönlü gelismelerin politik arka planini incelemek, alternatif stratejilerin olusturulmasi bakimindan da son derece önemlidir.