Birinci Dünya Savasinin son, Rus Ekim Devriminin ilk zamanlari... Moskovada tip fakültesini yeni bitirmis genc bir doktorun, tayin oldugu ücra bir tasra ilinde tek basina gögüslemek zorunda kaldigi zorluklar... Tecrübesizliginin üzerine binen kisitli olanaklar...
Dehsetli bir kazanin ardindan parcalanmis bedeniyle önünde duran kücük bir kiz, korku icinde ameliyat ettigi ilk kisi olur. Ardindan ilk dogum vakasiyla karsilasir; ters gebelikten mustarip bir kadina yaptiracagi zor bir dogumdur bu. Her vakada tip fakültesinden kalan kitaplarinin sayfalarina siginsa da ne yapmasi gerektigine hep kendi basina karar verecektir. Cetin kis sartlarinda yetismek zorunda oldugu hastalar, tedaviye direnen batil inancli köylüler... Büyük sehirlerin pariltili hayatinin cok uzaginda büyük sorunlarla bas basa kalmanin boguntusu...
Dünya edebiyatinin büyük yazarlarindan Mihail Bulgakovun usta anlatimiyla, okurunu Rus tasrasinin iclerinde gezintiye cikaracak, onu dönemin ruhuyla tanistiracak öyküler...