Karin yeryüzüne sevgiyle dokundugu bir kis günüydü. Sanki vapurla yolculuk ediyorken; denizden insanin tenine dokunan su damlaciklari misali sevgiyle dokunuyordu yeryüzüne. Yeryüzünü kirinden pasindan arindirip, bembeyaz bir sayfa aciyordu; kelebeklerin, ciceklerin, kuslarin, agaclarin, denizin ve gökyüzünün yazarligini yapip yeni hikayeler yazilmasi icin. Genc adam gökyüzünde bir deniz gördü ve gökyüzünden bir mürekkep damladi yüregine. Nutku tutulmus ve asik olmustu doganin bu güzelliklerine. Gökyüzünden aldigi sirlarla önce kendine merhem olmustu. Sonra, gök mürekkepli kelimelerin büyülü dün-yasiyla belki de nice yürege umut olacakti...