Osmanli Imparatorluk Ideolojisi, 1451-1603 yillari arasindaki eserlerden hareketle dönemin ayirt edici özelliklerini tespit etmeyi hedefleyerek edebiyat eserlerinin sosyal bilimler alanindaki calismalarda dikkate alinmasinin önemine isaret ediyor. Klasik cag, gerek telif gerek tercüme eserler acisindan oldukca zengin bir dönemi temsil eder. Bu eserlerin incelenmesi dönemin hakim normlarini, zihniyet kaliplarini ve siyasetini anlamak acisindan oldukca önemlidir. Bu anlama sürecinde, eser sahiplerinin asil niyetleri, padisaha, saray cevresine ve bürokratlara yakinliklari, din, mezhep ve tarikat mensubiyetleri gibi belirleyici etkiye sahip özellikleri de ihmal etmemek gerekir. Buradan hareketle, Osmanli imparatorluk ideolojisi söz konusu oldugunda, tarihsel olay ve olgularin, zamanla nasil bir din kimlik kazandigini ve kutsal tarih olarak toplumlarin bilincaltlarina yerleserek kalitsal bir karaktere büründügünü anlamaya gayret eden Ali Fuat Bilkan, döneme dair oldukca titiz ve detayli bir basvuru kaynagi sunuyor. Patrimonyal devletin kurumsal bir kimlik kazandigi Osmanli klasik döneminde üretilen sanat eserlerinde genel olarak emperyal söylemin ön planda oldugu bilinmektedir. Bu dönemde yazilan eserlerin ve ortaya cikan yeni edebi türlerin emperyal karakteri, Roma imparatorluk mirasinin en güclü varisi olan Osmanli Imparatorlugunun yeni ideolojisini yansitir.ALI FUAT BILKAN