Beynin yapisi ve isleyisi hakkinda bilgi edinmek kendi benligimize dair bilgimize nasil bir katkida bulunur Beynimizi tanimak günlük yasamdaki deneyimimizi, dünyayla ve ötekiyle olan iliskimizi nasil etkiler Beyin ile düsüncebilinc arasinda nasil bir iliski vardir Estetik ve mistik deneyim sinir bilimlerinin inceleme konusu olabilir mi Dogaya dayali bir etik mümkün veya istenir bir sey midir
Bir sinir biyologu ile bir filozofu bu sorular etrafinda, ilginc bir sohbette bir araya getirerek, doga bilimleri ile beseri bilimler arasindaki -iki kültür tabiriyle de anilan- geleneksellesmis iletisimsizligi asmaya calisan bir kitap Neden Nasil Düsünürüz. Jean-Pierre Changeuxnün beyinle ilgili bilimsel aciklamalariyla, Paul Ricoeurün ise engin felsefi birikimiyle zenginlestirdigi bu tartismada dinden sanata, etikten toplumsal sorunlara kadar pek cok konuya deginiliyor. Asil amac ise insan deneyimine dair kapsamli bir kavrayis olusturmak tek bir disiplinin sinirlarina tabi olmaktansa farkli disiplinlerden beslenen, dislayici degil birlestirici olan ortak bir kavrayis.
Changeux sinir bilimlerinin bu kavrayisin olusturulmasinda temel bir islev görecegi konusunda iyimser ama pozitivizmi de reddeden bir perspektifi benimsiyor. Ricoeur ise fenomenolojik-yorumbilgisel bir bakis acisindan, insan deneyiminin bütün vechelerinin neden sinir bilimleri tarafindan kusatilamayacagini vurguluyor. Hangi egilime yakinlik duyulursa duyulsun, bütün kitap boyunca süren bu fikir ayriliginin her iki tarafca da incelikle islenisini izlemek, iki perspektifi de en seckin temsilcilerinin agzindan dinlemek insana müthis bir entelektüel zevk veriyor.