MütealAskin olanin insana degebilmesi, yahut insan tarafindan idrak edilebilmesi icin dilin düsünceyi simgesel icerigi ve icrekligiyle GögeKutsala yönlendirisinin Bati dünyasinda sekteye ugratildigi kirilma noktalarini irdeleyen Jean Borella; önce fiziksel paradigmanin Galilei, Kopernik ekseninde, sonra düsünsel paradigmanin Platon, Aristo, Descartes, Kant ve Hegel ekseninde, sonra dilsel paradigmanin Sausseerre, Humboldt, Wietgenstien ekseninde, sonra toplumsal paradigmanin Roussauo, Marx, Engels ekseninde, sonra ruhsal paradigmanin Freud ve Jung ekseninde, sonra anlamsal paradigmanin Feurbach, Foucault, Derride ekseninde, son olarak kültürel paradigmanin C. Levi Strauss ekseninde metafizik dilsel ve düsünsel yapidan fizikprofan bir alana cekilip hapsedilmeye calisildigini ortaya koyar.
Verili olan dilden hasil olan anlamin -veya verili olan anlamdan hasil olan dilin- simgesel ve dolayisiyla kutsal dogasinin bati düsüncesinde nasil dünyevilestirilip kisirlastirildigini, düsünce dünyasina hakim derinlikli bir cözümlemeyle aktarip cürütmeye calismaktadir.
Simgeyi köktenci bir yaklasimla dislayip atmaya yönelik Batili düsüncenin, askin ve kutsal olani bogmaya calistigi düsünsel dehlizleri titiz bir calismayla tarayan Borella; modern uygarligin baslica amacinin insanligin dinsel ruhunu yok etmeye yönelik oldugunu entelektüel bir gayretle ortaya koyar. Akilciliga bogdurulmaya calisilan simgeciligin varolussal zorunlulugunu elestirel ve cok yönlü bir ispat gayreti olan Dinsel Simgeciligin Bunalimi, hakikatinmütealin semantik ve simgesel gerekliligini de tartisan cok önemli bir metin.
Tabi sunu hatirlatmak elzem Burda bahsedilen simge modern düsüncenin ve sanatin üretilmisyapay simgesi degil, geleneksel düsüncenin ve bizzat varligin kendisinde ickin olan ve askin olana ulastiran yaratilmisdogal simgedir.