Ben öldükten sonra birileri kezzap niyetine kullansa mesela yazdiklarimi, gurur mu duyacagim bundan akrepleri nihayet dizginlenmis kemiklerim bir baska terbiye mi edinecek birdenbire tabi ki hayir, ben dostoyevski okurken, ben tanpinar okurken, ben bachmann okurken, ben necatigil okurken ne olmussa onlar olacak elbette. genis ve kayitsiz bir umutsuzluk yani, bir baska ifadeyle beyhdelikler zincirine eklenen yeni bir halka sadece.
Sefa Kaplan, yillardir sivrile sivrile dokundugu yeri kanatan kalemiyle bir kere daha cikiyor okur karsisina. Yaygin Yanlislar Ansiklopedisinde bildigimiz veyahut bilmedigimiz seyler üzerine yeniden düsünmeye zorluyor bizi. Türkceyi olaganüstü kullanma becerisi, siirden müphem, düzyazidan haric bambaska bir yazim dili cikariyor ortaya. Edebiyattan sinemaya, resimden heykele, müzikten tiyatroya degin bircok sanat disiplinini mercek altina almakla kalmiyor, bakmanin görmek olmadigini da kanitliyor adeta.