Söyleyeni ve söylenme zamani belli olmayan uzun deneyimler sonucu ortaya cikmis, toplumca kabul görmüs ve anonimlesmis kisa ögütlerdir atasözleri. Ileri sürülen ve savunulan düsüncenin temelini olusturdugu icin Sav veyahut fikri iletisimde hikmetli sözlerin kullanilmasi irsal-i mesel olarak da tanimlanabilir.
Düsünce, inanc ve kültür yapimizin temelini olusturdugu ve yüzyillarin degisen düsünce ve mantigi karsisinda dinamizmini korudugu hatta tanik misyonu üstlendigi düsünülünce; dilimizi süsleyen bu sanat unsurunun, dil felsefesi acisindan da incelenme gereksinimi dogmustur.
Yazar, yillarin birikimi yaninda inceleme ve arastirmalariyla, pek cok kaynaktan yararlanarak, dil sanati yaninda dil felsefesinin de temelini olusturan atasözlerini, bu kitapta bir araya getirmis, kaynak eser niteliginde Türkce ve Almanca olarak okuyucuya sunmustur.
