Roman, insanlik durumunu, insanin olma halini derinlemesine irdeleme kapasitesi ile, yazinsal türler icindeki Syüksek konumunu ve potansiyelini, ortaya cikisi ve yükselisinden bu yana korumaya devam ediyor. Posthümanist insan sonrasi söylem ve kuramlarin daha yogun olarak tartisilmaya baslandigi son birkac on yil icinde de kendi olusolma halini sorgulayan roman, insani ilgilendiren her türlü kavramsal cercevede, kurmaca olani ve gercegi harmanlama konusunda da hala yaraticiligi elden birakmiyor. Roman, araci olarak kullandigi dil ile, insani ve insanin kimligini ve olus halini yine dil araciligi ile, logosu insanin varolusunu ifadece edebilecek sekilde Sbükerek kendisine cok genis bir ifade ve anlamlandirma alani yaratir. Insanin varolusu hem biyolojik ve dogal boyutu hem de kültürel, toplumsal ve psikolojik boyutlari ile, belki de ancak roman gibi genis uzamli bir tür ile ifadesini bulabilir. Elinizdeki kitapta, Ingiliz romanindan örnekler üzerinden, kimlik, toplumsal cinsiyet rolleri baglaminda erkegin konumu, erillik, okuma ve yazma edimi, sözün anlamla olan iliskisini acimlayan elestirel roman okumalari yer almaktadir. Elestirel Okumalar basligini tasiyan bu kitapta, Alan Hollinghurst, E.M. Forster ve Ian McEwan gibi Ingiliz romancilardan örneklerle, insan, insan sonrasi, toplumsal cinsiyet ve kimlik gibi alanlarda, göndermede bulunulan romanlar üzerinden elestirel okumalar yapilmaktadir. Kitabin son bölümünde de, elestirel okuma pratiginin genel cercevesini cizen filoloji disiplininin dünyadaki ve Türkiyedeki kisa bir tarihi sunulmaktadir.