Ertangilin Monologlari, düsüncenin serbest ritmiyle akan, kisisel yasantilardan felsefi cikarimlara uzanan samimi bir zihin haritasi. Düsünme sekli, katiligin her formundan kacinan, kendini belirli bir tema etrafinda sinirlamayi reddeden özgür bir akisi benimsiyor.
Ertangil, mutlak hakikatler pesinde kosmaktansa kanaatler düzleminde gezinmeyi tercih eden, ancak tüm görüslerin esdeger sayilmasina da karsi cikan titiz bir düsünür. Akademik dilin kuru ve coskusuz dilinden özellikle kacinan yazar, fikirleriyle okuru sarsmaktansa birlikte düsünmeye davet ediyor.
Ricur, Gadamer ve Nietzscheden izler tasiyan düsünme bicimi, yasantilarin oldugu gibi aktarilmasinin imkansizligini kabul etse de anlamin paylasilabilirligine inanan umutlu bir felsefi bakis sunuyor. Yazarin özelin umumilesmesi olarak tanimladigi yazma eylemi, kisisel tecrübelerden damitilmis anlamlarin okurla bulusmasini hedefliyor.
Ertangil, düsüncelerini sistemli bir yapiya hapsetmeden, rapsodik bir tarzla, o gün icinden ne gelmisse öylece sunan, yasama ve düsünmeye dair dürüst bir taniklik sunuyor.